Doğa ve Tarih

Bafa Gölü, Ege Bölgesinin en güzel göllerinden biri. Sahip olduğu doğasıyla, manzarasıyla, çevresini saran taşlarıyla, suyuyla, çevresinde yaşayan orkideleri, kuşları ve yılan balıklarıyla, tarihiyle, efsaneleriyle ve kaya resimleriyle belki de gökyüzünde olduğu kabul edilen cennetin yeryüzündeki temsilcisidir

Bafa gölünü anlatmak hiç de kolay değildir aslında. Bunun için en güzeli bir kaçamak yapıp kendisini görmektir. Çünkü o sadece bir göl değil kedine has bir dünyadır. Zamanın akmadığı, çiçeklerin solmadığı bir vaha. Bafa gölü boyu yaklaşık 15 km uzunluğunda, 5 km genişliğinde bir göldür.

Aslında yeni bir göldür. Çünkü yaklaşık 3000-3500 yıl öncesinde Ege denizinin en güzel körfezlerinden birisiydi. O zamanlar Latmos Körfezi olarak bilinirdi. Ancak ırmakların en kavislisi Büyük Menderesin getirdiği alüvyonlar ile zamanla dolmaya başlar ve bir süre sonra deniz ile bağlantısının kesilmesiyle göl haline dönüşür. İşte bu nedenle eskiden gemilerin uğrak yeri olan Latmos körfezi bugün İzmir Bodrum yolu üzerinde bizi bir göl olarak selamlıyor.

Eski adıyla Latmos Egenin en önemli ve zengin bölgelerinden birisiydi. Beşparmak dağlarının eteğinde bulunan bu bölge Herakleia kentine ev sahipliği yapıyordu. Herakleia kenti kısa sürede büyüdü ve gelişti çünkü Latmos’un eteklerinden Herodot’un anlattığı gibi yağ akıyordu, birbirinden leziz ege otlarının tamamına yakını burada kendiliğinden yetişiyordu. Arapsaçı, tilkişen, silcan, turpotu, iğnelik ve daha onlarcası. İnsanlar para kazanmak için de Beşparmak dağının derinliklerinde bulunan mermerleri çıkarıp satıyorlardı. Örneğin Didim’de bulunan Apollon tapınağının mermerleri Latmosun derinliklerinden getirilmişti. Ancak zaman içerisinde Latmos körfezi dolunca Herakleia kenti önemini kaybetti. Meydana gelen çeşitli akınlar ve istilalar nedeniyle yıkılıp terkedildi. Ama o doğal zenginliklerini hiç kaybetmedi. Çünkü Latmos çok özel bir jeolojiye sahipti.

Bafa gölünü bugün çevreleyen yuvarlak şekilli kayalar milyonlarca yıl öncesinde ortaya çıktı. Patlamış bir çuval gibi duran bazen de üzerinize yuvarlanacak gibi duran magmatik kayaçlar volkanik bir yapıya sahip. Gnays adı verilen bu yapılar ülkemizde çok nadir bulunuyor. Bu nedenle Bafa Gölü ve çevresi jeolojik açıdan çok önemli bir yere sahip. Jeolojik açıdan Kula Volkanı, Göreme’deki Peri Bacalarından sonra görülmesi gereken en önemli jeolojik oluşumlardır.

Bafa gölü çevresinin taşları kadar bu taşların üzerinde, arasında ya da çatlaklarında yaşayan bitkilerde çok özel. Dünyanın en güzel bitkileri olarak kabul edilen orkide türlerinin görülebileceği en zengin yerlerden bir tanesi Bafa gölü. Sahip olduğu toprak yapısı ve iklim özellikleri nedeniyle ülkemizde yetişen yaklaşık 170 orkide türünün 1/3 den fazlası Bafa gölü ve çevresinde yetişiyor. Zeytin ağacı ise bölgenin en önemli ağacı. Binlerce yıllık zeytinler gölü çepeçevre kaplıyor. Yıllardır meyve vermekten yorulmayan bu anıt zeytinler Bafa gölünü hikayesini anlatıyorlar bize.

Efsaneye göre Latmos dağının eteklerinde Endymion adında bir çoban yaşardı. Bu çoban o kadar güzel o kadar yakışıklıydı ki ay tanrıçası Selene onu görür görmez aşık oldu. O günden sonra geceleri Selene, kanatlı atların çektiği arabasına atlar Bafa gölünün üzerinden süzülerek Latmos dağının eteklerine iner ve Endymion ile buluşurdu. Bütün gece birlikte vakit geçirdikten sonra Selene evine yani gökyüzüne geri dönerdi. Ancak ne var ki Endymion bir ölümlüydü. Selene Endymion’u çok sevdiği Endymion’u kaybetmemek için babası Tanrıların tanrısı Zeus’a yalvardı onu ölümsüz yapması için. Zeus adaletini kaybetmemek için bir ölümlüye ölümsüzlük veremezdi. Ancak kızı Selene’yi kırmamak için Endymion’a ebedi bir uykuya yatırdı. Böylece Endymion her gece rüyasında Selene’ye kavuşabilecekti.

Efsaneye göre Endymion hala Latmos dağında bir mağarada sonsuz uykusuna devam ediyor ve Selene’de onu görmek için her gece Bafa gölüne geliyor.

Yakın tarihimize bakacak olursak Bafa gölü uzun yıllar boyunca balıkçılık için kullanılıyor. Kullanılıyor ama özel bir kullanım çünkü o yıllarda Bafa Gölü bir kaç ailenin tapulu malı olarak kayıtlara geçiyor. Zaman içerisinde gölde balıkçılık yapan halk ile gölün sahipleri arasında anlaşmazlık çıkıyor. Bunun üzerine hükümet özel mülk olan bu gölü kamulaştırmak istiyor. Gölün sahiplerinden Sultan Vahideddin’in torunu Hümeyra Özbaş, yine Sultan Vahideddin’in uzaktan akrabası olan ve dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün eşi Emel Korutürk’ ü arayarak gölün kamulaştırılmamasını istiyor. Ancak başarılı olamıyor ve Bafa gölü 1978 yılında Bülent Ecevit hükümeti tarafından kamulaştırılıyor. Bu nedenle geçmişte özel mülkiyet olan bu göl diğer göllerden farklı bir geçmişe sahip.

Bafa gölü eskiden denizle bağlantılı olması nedeniyle tuzlu bir suya sahip ancak tuz oranı Tuz gölünde olduğu gibi yüksek değil. Bu nedenle gölde çok sayıda balık türü yaşıyor. Bafa gölünde yaşayan balıkların en önemlisi ise yılan balığı. Geçmişte yılan balığı ile meşhur olan Bafa gölü günümüzde olumsuz çevre şartları nedeniyle artık daha az balık türü çıkıyor. Ancak füme edilmiş yılan balığının tadına pansiyonumuzda ne zaman isterseniz bakabilirsiniz. Yaklaşık 15-20 yıl yaşayabilen yılan balıkları ömürlerinin son dönemlerinde diğer yılan balıklarında olduğu gibi üremek için binlerce kilometre uzaktaki Saragossa denizine doğru göç ediyorlar.

Bafa Gölü, sahip olduğu eşsiz yapıdaki taşıyla toprağıyla, ölümsüz zeytin ağaçlarıyla, çiçekleriyle, böcekleriyle, kefali ve yılanbalığı ile ve son olarak efsaneleri ile sizleri bekliyor.

Bafa Gölü Haritası
Heraklia- Latmos Antik Kent Haritası
Kapıkırı Köyü, Milas, 48234, Türkiye TEL : 0(252) 543 54 45
Agora Pansiyon © 1987-2019